“BÖLÜCÜ DİYORLAR AMA AKP’YE OY VERİYORLAR”

Başbakan Erdoğan , “Biz Yezidi de olsa teröre bulaşmadığı sürece, insana insan olduğu için değer veririz” dedikten sonra herkes kalemlere sarıldı, yazdı da yazdı. Kim olduklarını bilmeden atılıp tutuldu, Yezidi, Ezidi karıştı. Yıllardır küfür niyetine günde üç öğün kullanılan, ateşe, ‘şeytan’a tapıyorlar diye aşağılanan insanların kim olduğu kimsenin umrunda olmadı. Türkiye ’de toplasan 400-450 kişi kalan Ezidileri Bilgi Üniversitesi’nden Amed Gökçen’e sorduk. Bu konuyu yıllardır hem Türkiye’de hem de Ermenistan ve Avrupa’da araştıran Gökçen’in ‘Osmanlı ve İngiliz Arşiv Belgelerinde Yezidiler’ adlı bir de kitabı var.


Ezidi’yle Yezidi çok ayrı şeyler mi? Evet. Yezid, Hasan ve Hüseyin’i öldüren Muaviye bin Yezid’e yönelik negatif bir içeriğe sahip bir tabirdir. İslam ’ı sürekli bölmüş, hatta İslam’ın gerilemesine neden olmuş ‘lanetli’ bir kişilik olarak görülür. Ezidilere de bir hakaret olarak söylenir.
O zaman Ezidiler kimlerdir?
Kürt halkı içerisinde İslam dışı olan ve tarihsel olarak 12. yüzyıla dayanan bir topluluk. Mitolojik olarak kökenleri Adem’e gidiyor. Rivayet o ki, Adem ve Havva kimin üreyeceği üzerine tartışır ve ikisi de ruhlarını çıkarıp küplere koyar, 40 gün sonra küpler açılır. Adem’in küpünde Seyid bir Car vardır, yani ‘küpten gelen çocuk’,

Havva’nınkinde ise börtü, böcek, kuşlar vardır. Ve Melek Tavus küpten gelen çocuğa cennetten bir huri getirir ve bunların birlikteliğinden Ezidi soyu ürer. Ezidiler, huri ve insanın birlikteliğinden, geri kalan bütün milletler ise iki insandan dünyaya gelmiştir. Şimdi insanları korkutuyorlar ya Ezidilikle, kimsenin korkmasına gerek yok, çünkü kimse çatlasa da Ezidi olamaz. Anne – babanın Ezidi olması lazım ki, sen de Ezidi olasın. Tam tersine Ezidilik’ten çıkmak o kadar kolay ki!
Nasıl kolay? Bir Müslüman ya da Hıristiyanla birlikte olmak, dinden çıkmak anlamına gelir. Sevgili bile olamazsınız. Yani Ezidilik Ortadoğu ’da yayılacak diye, paniğe gerek yok.

Ayrıca bu insanların topluluğu genişletmek, yaymak ya da hadi bir devlet sahibi olalım, kendimizi yönetilim gibi bir dertleri yok. Ezidilerin derdi var olan cemaati korumak.
Ezidilere dair güneşe, şeytana ya da ateşe tapmak gibi şeyler hep söylenir. Hıristiyanların çan saatleri güneşle eşit, Müslümanların namaz saatleri de. Ezidiler de güneşin hareketlerine göre bir ibadet tarzı benimsemişler: Ama ayrıca güneşe ayrı bir anlam da addetmişler.
Nedir o anlam? Ezidiler, doğadaki bazı varlıkların ruhları olduklarına inanır. Ve bu ruhlar belli kişilerde suret bulur. Güneş, Ezidilerin önemli kutsal kişiliklerinden biri Şeyh Şems ’in kendisidir. Ve dolayısıyla Ezidiler, güneşe dönerek, Şeyh Şems’e döner ve ona bu duaların Tanrı’ya iletilmesini isterler. Çok yanlış bilinen şeyler var mesela Ezidilik, radikal bir tektanrıcı dindir. Yoksa ‘kötülük meleğine’ tapma ya da o meleğin tanrıya karşı çıkması mümkün değil. Tam tersine Tanrı, dünyanın ve kainatın yegâne yaratıcısıdır.

Ezidilerin bu kadar kötü bellenmesinin sebebi, meleklerin farklı anlatılması. Ezidilere göre Melek Tavus’un Adem’in önünde secde etmemesinin sebebi Tanrı’nın ilk söylediği söze sadık kalmasıdır. O yüzden Melek Tavus, baş melek oldu ve kötü değil aksine iyidir ve dünyayı iyi bir şekilde yönetiyor şu anda.
12. yüzyıldan beri Ezidiler çoğunlukla nerelerde yaşıyorlardı?
Hakkâri’den başlayıp Musul’a kadar bir bölgede Ezidilik var olmuş ve oradan yayılmış. Diyarbakır , Batman , Mardin, Urfa, Antep, Tunceli , Erzurum, Erzincan, Muş, Van , Kars; ayrıca Suriye ’de var olmuşlar. 1970 sonrası ise Türkiye’dekiler, 400-450 kişi hariç, Almanya ’ya gitmiş. Osmanlı döneminde ise 18. yüzyıl sonunda 240 bin gibi bir nüfus olduğu söylenir. Ama nüfus sayımında sadece erkeklerin sayıldığını ve Ezidilerin göçebe gruplar olduğunu unutmamak lazım… O dönem de iki temel sıkıntıları var: Birincisi vergi vermemek, askere gitmemek.
Askerlikten kaçış sebepleri ne? 1844 sonrasında Ezidilerin de asker olması isteniyor, ondan önce yok. Ama Ezidiler eğitimden de kaçıyorlar. Çünkü eğitim ve askerlikle Müslümanlaştırılmaktan korkuyorlar. Ezidilere uygulanan katliamların nedenlerinin başında da askere gitmemeleri ve vergi vermemeleri var. Hep devletin görmeyeceği yerlerde yaşamaya gayret ediyorlar. Yerleşik oldukları tek yer Musul’daki Laleş. Fakat bu görünürlük Türkmen, Kürt aşiretlerinin ve Osmanlı’nın düzenli olarak Laleş’e saldırmasına, yakıp yıkmasına, kadınlarını alıp ağalara beylere vermesine neden olmuş.
Kürtler de saldırıyor ama Ezidiler zaten Kürt değil mi? Irak ’takiler kendilerini en Kürt olarak tanımlıyorlar: Diyorlar ki, biz Kürdün en hasıyız, Müslüman olanlar daha zayıftı ve işkenceye dayanamayıp Müslüman oldular. Bizler direndik ve atalarımızın inançlarını yaşatıyoruz. Ama çoğu Kürtlerle hiç alakalı olmadıklarını, tek ortak noktanın konuştukları Kurmanci dili olduğunu söylüyorlar.
Ezidilerin Avrupa’ya gitmesi ne zamana denk düşüyor? Yaptığımız çalışmada gördüğümüz 1940’lara kadar Ezidilerin bir bölümünün Türkiye’de hâlâ göçebe olduğu. Bugün Kafkaslar’’daki Ezidilerin yüzde 90’ı, 1915 sonrası gitmiş. Şu anda Kafkasya’da 100 bin civarı Ezidi var. Ermenistan’da 40-45 bin, Gürcistan’da ise 10-15 bin civarı.

Avrupa’dakiler de yüz binlerle ifade ediliyor. Başbakan ‘Yezidi de olsa’ diye açıklama yaptığında biz Ermenistan’da 100 yıl önce Türkiye’den ayrılan Ezidilerin bir köyündeydik. CNN ’den izlerken, dediler ki, “Bak görüyor musun hepi topu 400 kişi var, o 400 kişiye zulmedecekler şimdi de”. Çünkü büyüklerinden hikâyeleri biliyorlar. Ayrıca Avrupa’daki Ezidilere Türkiye’ye gelin dediğimiz de, “Bizi öldürmezler mi?” diyorlar.
Türkiye’den esas gidiş ne zaman? 70’lerin sonunda Diyarbakır ve Batman çevresinden insanlar Almanya’ya göç etmeye başlıyorlar. Çünkü 70’lerde Ezidi cemaati tümüyle yerleşik oluyor.

Mülk sahibi olmaya başlıyorlar, üretim yapıyorlar, bu üretimi satmak istiyorlar. Rakip ya da tehdit oluyorlar. Ezidinin yaptığı hiçbir şey yenilmiyor, Ezidinin yetiştirdiği hayvan alınıyor ama onun kestiği hayvan yenemiyor. Onun yetiştirdiği buğday alınıyor ama yaptığı ekmek alınmıyor. Emeğinin geçtiği, terinin damladığı, elinin değdiği hiçbir şeyin helalliği yok Müslümanlar için. Dini sebeplerden çok ezilmeye başlıyorlar.
Türkiye’de kalan 400 kişi ibadetlerini rahat yapabiliyor mu? Evet ama Ezidiler için güneşi ve aydınlığı görebilecekleri herhangi bir yer, ellerini Tanrı’ya açıp dua etmeleri için yeterlidir. İbadethane yok. “Ezidi ayini yapıyor bunlar” dedi ya Tayyip Erdoğan , öyle bir ayin yok! Çünkü herkes bireysel olarak ibadetini yapar. Bayramları, oruçları, hacları var. Hac için Laleş’e giderler. Ezidiler bize anlatıldığı gibi değil.

Biraz da Yaşar Kemal ’den alıntılayarak, “Elini güneşe açar, içinden ne geçerse güneşe söyler” derler, yok öyle bir şey. Her şey, fazlasıyla düzenlidir. Bizim kafamızda yarattığımız ‘otantik hava’ yok Ezidiler için. Kuralların sıkılığı anlamında, İslam’dan, Hıristiyanlık’tan ya da Yahudilik’ten farkı yok.
Bizim yanlış bildiğimiz şeyler nelerdir? Çok otantik, güneşe, ateşe tapması filanla uğraşmayalım, çok güncel bir yanlışı söyleyeyim: Bu adamlara Kürtçü, bölücü diyorlar ya, çok büyük bir kısmı AKP ’ye oy veriyor. O yüzden çıkıp “Hiç kendilerine yakıştıramadık, biz kendilerine oy verdik” diyor Ezidi köylü. Yani zamanında Mehmet Ağar ’ı destekleyenler vardı. Yek vücut olmuş bir Ezidi toplumu yok yani.
nazan.ozcan@radikal.com.tr

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1106493&CategoryID=79

Please follow and like us:
Pin Share
Editör hakkında 223 makale
Bilen bilir

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın