İSVEÇ`TE BAŞBAKAN VE BAKAN İSTİFALARI..

İsveç’in efsane lideri Olof Palme’nin öldürülmesinden sonra Sosyal Demokrat Parti’nin başına geçen İngvar Carlsson, uzun, geniş bir yüze sahip olduğu için ”ayakkabı suratlı” olarak anılırdı. Sonradan gelen liderlerden hiç biri Palme kadar sevilmedi. Daha önce de bir yazımda belirttiğim gibi, İngvar Carlsson, 2 dönem liderlik ve başbakanlık görevinden sonra gençlerin önünü açmak için kendi isteğiyle görevden ayrıldı. Yerine Göran Persson geldi.
Göran Persson, sosyal demokrat hareketi mutasyona uğratan, yüz yıllık ”İsveç modeli”ni küresel ekonomiyle uzlaştıran bir lider oldu. ”Politikada veya iş yaşamında biti canlanan kişi, önce arabasını, sonra eşini değiştirirmiş..” Göran Persson da, başbakanlığının son günlerinde ikinci eşinden de ayrılarak üçüncü kez evlendi. Büyük bir çiftliğin üzerine görkemli bir bir villa yaptırdı; ”Bundan sonra kendi hayatımı yaşayacağım” diyerek parti liderliğini ve başbakanlığı bıraktı.
Persson’dan boşalan Sosyal Demokrat Parti başkanlığına kadın lider Mona Sahlin’i getirildi. Ancak, Sahlin’in, 1990 yılından beri peşini bırakmayan bir şanssızlığı vardı. O dönemde, Sosyal demokrat hükumette bakanlık yaptığı günlerde yolu bir şekerci dükkanına düştü. 200 Kron ( yaklaşık 60 TL) değerinde ”Toblerone” marka bir çikolata satın aldı. Ancak, ödemeyi, kendi özel kartı yerine bakanlığın kredi kartıyla yaptı. Vergi dairesi bu uygunsuzluğu saptadı. Gazeteler günlerce yazdı, televizyonlar günlerce hakkında yayın yaptı. Adı ”Tobleroneci Bakan” a çıkan Mona Sahlin, istifa etti. Sonraki yıllarda bu olay unutulmadı, yaşamının her önemli döneminde bir fatura olarak önüne kondu. Sosyal Demokrat Parti’de sadece bir dönem genel başkanlık yaptı. 2010 yılında alınan seçim yenilgisinden sonra, Başbakan olamadan parti liderliğinden ayrıldı.
İsveç Sosyal Demokrat Partisi, ilkelerinden uzaklaştıkça erimesini sürdürdü. Mona Sahlin’in yerine gelen Håkan Juholt ise, sosyal demokrat eğilimli Aftonbladet gazetesinin ortaya çıkardığı bir skandaldan sonra ayrılmak zorunda kaldı. Juholt, milletvekiliyken birlikte yaşadığı kız arkadaşının evini kendisine aitmiş gibi göstererek sevgilisinin devletten toplam 160 bin Kron tutarında kira yardımı almasını sağladı. Skandalın ardından Juholt, borcun tamamını devlete geri ödeyerek istifa etti.
Buraya dek Sosyal Demokrat Parti’deki lider istifalarını sıraladık. Bir de iki dönemden beri iktidarda bulunan liberal ve sağcı partilerden bakan istifaları var. Bu istifalar incelendiğinde, insan ister istemez, ” İsveç hükumetlerindeki bakanlar, istifa etmek için adeta bahane arıyor.” izlenimine kapılıyor. 2006 yılından bu yana iktidarda bulunan sağ koalisyonda çeşitli nedenlerle 4 bakanın istifasına tanık olundu.
2006 yılında, sağ koalisyonun ilk günlerinde, Ticaret Bakanı Maria Borelius’un istifası geldi. Borelius, 15 yıl önce önce, çocuklarına bakan hizmetçiyi kaçak çalıştırmış; kayıtdışı olarak ödediği ücretin vergisini de yatırmamıştı. Bir sohbet sırasında dile getirdiği bu konudaki sözleri ihbar kabul edildi. Vergi dairesi hemen harekete geçti. Başbakan Fredrik Reinfeldt, Maria Borelius’un istifasını istedi.
Kültür Bakanı Cecila Stego Chilo da, evinde kullandığı televizyonun yıllık 1500 Kron ( yaklaşık 300 Tl) tutarındaki bandrol ücretini devlete ödememişti. Haberin gazetelerde yer almasından sonra Cecila Stego Chilo, borcun tamamını ödedi; ardından da kötü örnek olduğu için İsveç halkından özür dileyerek istifa etti.
Sağ hükumet koalisyonunun Milli Savunma Bakanı Sten Tolgfors ise geçen yılın mart ayında, İsveç’in, Suudi Arabistan’da silah fabrikası kurma gizli projesinin basına sızması üzerine istifa etmek zorunda kaldı. İsveç yasaları, diktatörlükle yönetilen ülkelere silah satılmasına veya ülkelerde ortak silah fabrikası kurulmasına izin vermiyor.
Zenci kökenli bayan Nyamko Sabuni, sağcı hükumetin en sevilen bakanlarından biriydi. İsveçe’e 12 yaşındayken gelmişti. Babası Kongo’lu siyasi bir göçmendi. Bakan Sabuni, geçen yılın ocak ayında bir sabah düzenlediği sürpriz bir basın toplantıyla bakanlıktan ve milletvekilliğinden istifa etti. Sabuni hakkında herhangi bir yolsuzluk savı yoktu. İstifa nedeni çok yalındı: Politikaya atıldığı güne dek sakin ve huzurlu bir aile yaşam sürdürmüştü. Milletvekili ve Bakan seçildikten sonra ikiz erkek çocuklarına zaman ayıramamıştı. Eşinden boşanmak üzereydi. Bu süreçte yıpranmamaları için çocuklarıyla daha fazla ilgilenmek istiyordu. Bir de, zorla değil ya; politikaya alışamamıştı..
Çalışma Bakanı Sven Otto Littorin de, başka bir masum gerekçeyle istifa etti. Eşinden boşanma işlemlerini sürdüren Littorin’in 3 çocuğu vardı. Bakan olduğu için gazetelerde boşanmasıyla ilgili çokça haber çıkıyordu. Çocuklarının bu tür haberlerden etkilenerek yıpranmamaları için bakanlık görevinden ve milletvekilliğinden istifa etmeyi uygun bulmuştu. Daha sonra Amerika’ya yerleşecek; orada gözlerden uzak, sessiz ve sakin bir yaşam sürdürecekti..
Ne diyelim? Gökten üç elma düşmüş; biri okuyanların, biri dinleyenlerin, biri de ders alması gerekenlerin başına…

alihaydarnergis@hmail.com

Bu makale aynı zamanda Cumhuriyet Gazetesi 12/01/2013 tarihli sayısında yayınlanmıştır.

Please follow and like us:
Pin Share

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın