DOLAR

Dünyadaki en güçlü silahtan bile daha güçlü her deliğe girebilen her kapıyı açabilen bir anahtar, bir kurşun. Dolar dalgalanmalarının ve kurdaki duruma değinmeden önce birkaç iktisadi bilgi aktarım. Olayı daha net anlamamız açısından.

İlk olarak çok klasik olan “Neden para basıp borçlarımızı ödemiyoruz?” sorusuna da cevap olması niteliğinde para arzı konusunu açıklıyım. Para arzı merkez bankaları tarafından yönetilen iktisadın çok temel bir kuralına dayanan bir politika aracıdır. Bir malın arzı artarsa değeri düşer, arzı azalırsa değeri artar. Bu yüzden devletler para basıp borç ödeyemez. Bunu önlemek için kullanılan genel sistem rezerv karşılığı sistemdir. Yani arzdaki para miktarı merkez bankasının kasasındaki altına karşılık olarak belirlenir. Dünyadaki tüm merkez bankaları bu sistemi kullanır bir tanesi hariç.

İkinci olarak Amerikan Doları’na değinelim. Yazımın girişinde bahsettiğim tüm özellikler tam olarak bu parayı anlatmak için kullanılabilecek eksik olabilecek ama fazlası olmayan ifadelerdir. Bu para dünyanın herhangi bir yerinde alışveriş yaparken, seyahat ederken kullanabileceğiniz, küresel çapta petrol, altın gibi ekonomik olguların karşılığının belirlendiği para birimi. Böyle bir gücü elinde bulunduran devlet hiç şüphesiz dünyanın hâkimi olduğu gibi, ülkeleri cezalandırmak için de gayet tabi kullanabilir.

Amerikan Merkez Bankası 2008 yılına kadar sürdürdüğü parasal genişleme politikasını 2009 yılında terk ederek para arzında daralmaya gitti. Bu politikasını ise halen çeşitli araçlarla devam ettirmektedir. Bu politika Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere doğrudan etkileri gözle görülür seviyelere ulaştı.

Karşılıksız para basma gücüne sadece Amerikan Merkez Bankası sahip. 2009 yılına kadar parasal genişlemeyle piyasaya sürekli dolar sunuldu. Fakat iç fiyatlar ve faiz Amerika’da düşük sevilerde tutuldu. Sermaye sahipleri bu genişleme sonucu Amerika’da değersiz olan doları, fiyat ve faiz oranları hareketli ve yüksek olan gelişmekte olan ülkelere çıkardı. Bu genişlemekte olan ülkelerde balon etkisinde ekonomik rahatlamaya ve sıcak sermayeye bağlı büyümeye sebep oldu.

Türkiye gibi sıcak sermayeye bağlı ekonomilerde bu durum ekonomik verilere olumlu yansıdı. Fakat artık durum öyle değil. Amerika bu dağıttığı doları artık geri çağırıyor. Bunun en somut göstergesi FED’in faiz artırım kararları. Dolar balonunun artık havası iniyorken yatırımcılar artık doları Amerika’ya götürmeye başladı. Bu sebeple piyasalardaki dolar dengesi sert bir şekilde bozuldu. Çünkü piyasadan doları çekince dolar arzı düşmüş, değeri yükselmiş oldu.

Son olarak Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın son faiz artırım kararı çok yerinde bir karardı. Çünkü Türkiye’de dolar 2.5 seviyelerindeyken döviz rezervlerinin çoğunu eriten merkez bankası dolara müdahale için piyasadaki Tl arzını azaltma yoluna yönelik bir müdahaleydi bu. Çünkü faizler artınca piyasa bankalara, bankalar merkez bankasına daha fazla ödeme yapacak. Buda piyasada azalan dolara karşı tl arzını da azaltarak denge korunmaya çalışılacak.

Soner Soysüren

Please follow and like us:
Pin Share

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın