Geleceğimizin en büyük tehlikesi

Eskiden (1990 ların sonlarına kadar) bilgiye erişmek biraz emek istiyordu.

Bilgiye ulaşmak için okulllardan sonra ikinci sırada kitaplar okunurdu veya kütüphaneye gidilirdi. Bunun yanında gazetelerin verdiği kuponları toplayıp ansiklopedi setleri almanın evde başka bir havası olurdu. Bunları yapmayanlar ise okumuş kişileri dinlerler, parti dernek veya diğer toplantılara katılarak bilginin peşinden giderlerdi. Dini inancı olanlar ise inandıkları kitabı okurlar, camilerdeki cuma ve ramazan hutbelerini dinleyerek bilgilenirlerdi. Merak ve öğrenme isteği ile öğrenilen bilginin değeride olurdu. Saygı ortaya cıkardı.

2000 yılına yaklaştıkça internet yaygınlaşmaya başladı. İnternet cafeler vasıtasıyla insanlarımız bilgiye daha hızlı ulaşmaya başladılar. Telefon görüşmelerinin yerini internet üzerinden görüntülü sesli görüşmeler chatleşmeler aldı. Baş döndürücü şekilde hızla gelişen teknolojiye akıllı telefonlar ve Ipadler 2010 yılına doğru katıldı. Talep çok olunca arz fazla olunca fiyatlar düşürüldü. Devletinde katkısıyla her eve internet bağlantılı en az bir bilgisayar ipad veya akıllı cep telefonun girmesi sağlandı. Amaç bilgiye erişimi kolaylaştırmaktı. Nitekim öylede oldu. Bilgiye erişim kolaylaştı. Fakat merak ve öğrenme isteği kayboldu. Onun yerini facebook google aldı. İnsanlar dışarıda komşularında arkadaşlarnda geçirdikleri günde 10 saati, internet üzerinde geçirmeye başladılar. Ellerindeki elektronik cihazları insanlardan doğadan hayvanlardan çok sevdiler. Sevgi sadece aletlere kaldı. İçimizdeki bazı duyguları internetten tatmin eder duruma geldik. Bilgiyi öğrenmeyi unuttuk onun yerine kafamızı gereksiz ilişki ve şeylerle doldurduk.

Sonuçta biz ileriye gidiyoruz diye cıktığımız teknolojinin esiri olduk. Fiziğimiz ile ruhumuz bozuldu. Ne eskiden dışarda oynadığımız oyunlar kaldı, ne zevkle beklediğimiz diziler filmler kaldı. Kupon biriktirmek için aldığımız gazeteleri bile internetten okur hale geldik. 

Çocuklarımızın oyun oynamalarına dışarı çıkmalarına izin verelim. Yetişkin olana kadar kontrolü eksik etmeyelim. İnternette sörflerini kontrollü olarak yaptıralım. Aksi takdirde bir kuşak sonra ne kültürümüz kalacak nede toplumsal bağlarımız kalacak. Kültür, fizik ve ruhsal gelişim internetle değil doğa ile gerçekleşmektedir. Geleceğimizi teknoloji diye karartmamak dileğiyle…

Please follow and like us:
Pin Share

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın