İSMAİL GÜNER’İN “DAĞIN ÖTEKİ YÜZÜ NURHAK” KİTABI HAKKINDA

Yaz olmasına rağmen, İsveç’in tipik, puslu ve yağmurlu bir yaz gününde çok uzaklarda geldiği belli olan bir konuk, yeni evime misafir oldu. Kapıyı ardına kadar açarak onu içeri aldım. Evin baş köşesine oturttum. Altına yün döşek, sırtına içi kuru ot dolu el dokuma halı yastık koydum.

Konuğumun gelişi ile evin her tarafı Nurhak’ta yetişen kekik, keven kokusu, temiz dağ havası kapladı. Çocukluğumun geçtiği o dağları, o dereleri, o ardıç ağaçları, o sürüleri ve güzel insanımızı gördüm evimin içinde. Geniş bahçede oturup yorgunluk kahvesi içtik. Bu gelen konuk, İsmail Güner’in ”DAĞIN ÖTEKİ YÜZÜ NURHAK” adlı romanıydı.

Yüzbinlerce insan gibi İsmal Güner de, doğduğu topraklardan ve öz değerlerinden uzaklarda yaşasa da; kültürünü, yaşam biçimini, acılarını unutmadığı bir gerçektir. Bu ikinci kitabında İsmail Güner, doğup büyüdüğü yöresinde yaşanan acıları yazı diliyle insanlara anlatmaktadır.

İsmail Güner, benim gibi bir göçmen olup aynı zamanda benim de doğduğum toprakların çocuğudur ve bu yüzden aramızda o kadar çok benzerlik var ki …..

Kitabı okurken, bedenim İsveç’te iken ruhum, İsmail sayesinde Nurhakları gezdim, gezerken de çocukluk tarihime yolculuk ettim. Çocukluğumun geçtiği o Nurhak Dağı’nın eteklerinde yürüdüm. Bir kez daha kuzu otlatırken Söğütlü Çay’ın tam gözünde balık yakalayıp pişirdim,  Nurhak eteklerinde kenger, karanfil ve çakşır mantarı topladım, bir kez daha çiğdem yapma yarışına katıldım. Az kalsın unutuyordum; dada oyunu bile oynadım.

Nurhak’ı bilmeyenler bilmez. Çünkü;
Nurhak Dağı, bazen beyaz smokinini giymiş, düğün merasimine katılacak damat gibi uzun süre kar altında olur,

Nurhak Dağ’ı; ilkbahar olmasına rağmen tepesinde duran kar yığının altında başından ak duvağını hala çıkaramayan nazlı ve gururlu bir gelin misali dimdik durur,

Nurhak Dağı, yaz yağmurlarını getiren bulutlar arasında kafasını zorla gösterir,

Nurhak Dağı, eteklerinde çıkan temiz ve buz gibi suyu Söğütlü Çayında biriktirip, Elbistan Ovasına doğru akıp götürürken, tepeleri ve dereleri titiz bir ev hanımı marifetiyle bir düzene koyarak, kıvrıla kıvrıla birçok köyü geçerek Elbistan Ovasına varır ve oradan da Ceyhan Irmağına eşlik ederek Akdeniz’e doğru yol alır.

Nurhak Dağı, Söğütlü Çayı’n bu yolculuğunda eşlik edememenin hüznüyle Elbistan Ovasına uzaktan bakarak yalnız olduğunu hisseder, Söğütlü ile selam yollar her ilkbaharda.

Bilgi dağarcığımı yenilememi sağladığı için TEŞEKKÜRLER İsmail Dost

Eline, yüreğine ve kalemine sağlık

Hüseyin Mirza Karagöz Halmstad/İsveç

 

 

Please follow and like us:
Pin Share

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın