Toplantıya; Çevre Bakanlığı, DSİ, halk sağlığı gibi kuruluşlardan yetkililer yapılacak barajlarla ilgili bildi verdi. Sorulan sorulara cevap verilip, konuşulanları not edip gerekli yerlere ileteceklerini söylediler.
Baraj, daha planlama aşamasında olup, ÇED raporu olumlu çıkınca diğer planlamalar yapılacak, ödenek durumuna göre en erken 2018’de inşaat başlayabilirmiş.1990 yılından beri çalışmaların başladığı en uygun ve masrafsız yerlerden biri olduğu, rakım yüksek olduğu için daha çok araziyi sulayacağını söylediler.
Toplantıya çevre köylerden yaklaşık 200 kişi katıldı. Güvenlik önlemleri hat safhadaydı. Toplantıda konuşanların hepsi baraj istemediklerini atalarının dedelerinin topraklarını terk etmeyeceklerini sonuna kadar mücadale edeceklerini yüksek sesle söylediler.
Ben, köyün turistik bir köy olduğunu köy halkının büyük bir bölümünün Avrupa’da yaşadığını ve AB vatandaşı olduğunu, yaz tatillerini köyde geçirdiklerini, Avrupa’da kazandıklarını köye harcadıklarını, buradaki ekonomiye katkıda bulunduklarını Avrupa’dakiler yazın geldiği için toplantının zamanının yanlış olduğunu söyledim. Planlamanın yapılmasını durdurmak için yasal süreci başlatabileceğimizi de söylediler.
Muhtar Mehmet Yapıcı Hasanalili köyü derneği başkanı Doğan Bozkan Hasanalili muhtarı konuşmalar yaptılar. Köydeki gençlerden Hidayet Bahçeci ve Çerkezin oğlu(kendisinden özür dilerim adını hatırlayamadım) etkili ve yüksek sesli konuşmalarla baraja karşı olduklarını söylediler. Muhtar Mehmet Yapıcı konuşmasını yazılı ve mühürlü olarak yetkililere verdi. Konuşulanları not aldılar. Bunların raporlarda yazılıp bakanlığa iletileceği kararın Çevre, Orman, Kültür…..gibi bakanlıklar tarafından ortak verileceğini söylediler.
Bizler sesimizi çıkarmasak baraj yapılacak gibi görünüyor. Neler yapılabilir? ÇED süreci başladığı için yasal yollara başvurabiliriz. Bu konuda tecrübeli ve etkili avukatlar bulup davalar açacağız. ÇED’i ve planlamayı iptal ettirmeye çalışacağız.
Hasanalili Derneği imza kampanyası başlatmış, bizlerde hem Türkiye’de hem de Avrupa’da imzalar toplayıp DSİ ve bakanlıklara gönderebiliriz.
İki milyonun üzerinde ağaç kesilecek, eko sistem bozulacağı için Türkiye’de çok nadir yetişen Tapkırankale’nin Ardıç ormanları da etkilenecek. Bu durumu basın ve çevre örgütlerine duyurmamız gerekir.
Söğütlü çayında özellikle Tapkırankale’de yetişen Türkiye’de nadir rastlanan kırmızı pullu alabalıklar yok olacak .gündeme getirilebilir.
ALİ SOLMAZ
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.