EMEK VE EMEĞİ KUTSAYAN ERDEMLİ İNSANLARIN 1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMI ANISINA

Tarihler boyu kendi emeği ve çabasıyla insanlığa hizmet eden, Alın terinin kıymetli mücadelesi içinde

Emeği ibadet gibi gören insanların Hak hukuk adalet diyerek haykıranların,

Eşitlik özgürlük mücadelesi verenlerin haksızlığa, zorbalığa, zulme ve adaletsizliğe uğrayanların ortak sesi ve nefesidir

1 Mayıs işçi bayramı.

Ne yazık ki gerek Orta Doğu da ,gerek Mezopotamya da gerek Anadolu ve zulmün egemen olduğu Dünyanın başka yerlerinde de Emek bayramını coşku ve sevinçle kutladığımız söylenemez .

Hal böyle olunca geçmişte Dünyada ki bütün ezilenler birleşin diyen sol ve sosyalist sloganını ,

Bir adım öteye taşıyıp Dünyada ki bütün Çağdaş Demokratlar birleşin diye bilmenin günü geldi ve geçiyor.
Ancak böyle bir güç birliği yaparak selamete çıkılır kanaatindeyim.

Demokrasi ve insan haklarını savunan bütün kesimlerle ortak hareket etme zorunluluğu hasıl olmuştur.

Emek uğruna dik duran bu yolda mücadele ruhunu doruğa taşıyan bütün emekçilerin göstermiş olduğu mücadelesi kutsaldır.

Aynı yolda kendi bireysel çabası ve zekası ile yokdan var eden emeğini birikimini değerlendirmeyi bilen, Dünyada ki gelişmelere ayak uydurup paralel hareket ederek ekmek kapısı açan müteşebbis ruhuyla herkesin kazanmasını hedefleyen , bu yolla bulunduğu çevrede çalışanları ile birlikte ortak hareket ederek emek sahibi insanların emeklerini sömürmeden vicdan ve merhamet sahibi girişimcileri de emekçi dostu sayarak ,evine ekmek götürmeyi sağlayan iş verenleri de karşımıza değil yanımıza almak daha doğru olur,
Böylelikle emekden yana olanları emek üretenler ile bir araya getirerek hep birlikte aydınlık yarınlara daha sağlıklı adım atmış oluruz.

Salt büyük çarkların ranta dayalı acımasız sömürü düzeninin adamları gibi görmemek lazım diye düşünüyorum .

Ülkemizin yakın tarihine göz atacak olursak ,

Bütün toplum kesimlerinin ortak iradesi ile oluşan

Cumhuriyet değerleri tam ve kamil manada vücut bulmadı ne yazık ki.

Her ne kadar kurucu kadrolar
İnsan hakları evrensel değerlerin gereği olarak

Kadınlara seçme seçilme hakkını günümüzün bir çok Avrupa Ülkesinden önce verilmesini sağlamışken,

Padişahın ümmet toplumundan vaz geçilip
Yurttaşlık ve vatandaşlık hakkının verilmesi batı değerleri ile aynı ölçüde hayat bulamadı.

Osmanlı tebası yorgun bitkin endüstri devrimini kaçırmış , akıl ve bilimin önceliğini öteleyen doğmayı esas alan bir anlayışı benimseyen Osmanlı,

Ülkeye matbanın okur yazarlığın üç asır geri kalmışlığına sebebiyet vermiştir.

O dönemde çok az sayıda mektep medrese görmüş okuma yazma bilenleri devlet Eğitmen olarak köylere göndererek okuma seferberliği başlatmış olması her ne kadar yetersiz olmuşsa da,

Daha sonra şair Can Yücelin babası

Mili eğitim bakanı olan

Hasan Ali Yücel bizzat Avrupayı gezip araştırıp,

Köy çocuklarının kendi yöresinde eğitim alması adına,

KÖY ENSÜTÜLERİ modeli ile

Türkiye eğitim tarihinde çığır açan karma eğitim modeli esas alınıp başarıyla uygulanıyor iken daha sonra bu modelden vaz geçilerek paralı eğitimin önü açılmış oldu ne yazık ki.

Şayet Ülkemiz köy enstitüleri modelinden vaz geçilmemiş olsaydı ,

Ülke insanı çok daha mutlu ve müreffeh yarınlara erişir günümüz geleceğimiz çok daha aydın olurdu .

Köy Enstitülerinin kapatılması,

Ülkenin Natoya alınması bu yolda hazırlıklar yapılarak özgün ve özgür eğitim yerine marshal yardımları ile Ülke bağımsızlığını göreceli olarak yavaş yavaş kaybeder duruma getirildi.

Bu durumu gören ve
Dünyanın her yerinde hak hukuk adalet bağımsızlık ve özgürlük şiarı ile ortaya çıkan

1968 kuşağı
Bu kuşağın Türkiyede ki öncüleri olan

Mahir Çayan ,
Sinan Cemgil ,
Deniz Gezmiş,
Yusuf Aslan ,
Hüseyin İnan,
İbrahim Kaypakkaya,
Ulaş Bardakçı ve bir çırpıda aklıma gelmeyen bu pırıl pırıl gençler daha doğrusu

(DEV GENÇ) kısa adıyla
Devrimci gençlik diye haklı mücadelenin ne Amerika ne Rusya yaşasın bağımsız Türkiye diyen bir meşale ile Anadolu ve Ortadoğuya kadar uzanan Mazlum halkların öncüleri olarak Filistinlerin haklı mücadelesine omuz vererek bizzat Filistin halkının saflarında mücadele vererek ,

Mazlum halkların ve masumların sesi nefesi olmayı temel düstur edinen Hepimizin gönlünde yer edinen değerlerimizdir.

Bu özgür halk mücadelesi emperyal güçlere karşı ikinci bir kurtuluş mücadelesi gibi kitleler tarafından kabul görmeye başlayınca,

Natonun içinde ve güdümünde hareket eden gizli güçler tarafından askeri darbeler marifetiyle ,

Bu devrimci kadrolara yönelik bu gidişatı engellemek adına ,

1971 mart muhtıra sı verilerek askeri darbeyle ne kadar özgürlük Eşitlik ve Halkdan yana olan insanlar zulme tabi görülmüştür.

Akabinde
Üç fidan

Deniz Gezmiş
Yusuf Aslan
Hüseyin İnan

6 mayıs 1972 de

Tamda Hıdır ellez bayramını kutlayan devrimci demokrat ve aydın kesime misliyle bir travma yaşatmak adına

İdamları infaz edildi.

Ulaş Bardakçı ve arkadaşlarının
Malatya Beyler deresinde katledilmesi,

Sinan Cemgil ve arkadaşlarının
Nurhak dağlarından aşağı inerek
Adıyaman Gölbaşı ilçesine bağlı İnekli köyünde yolları kesilerek öldürülmeleri kendisine demokratım diyen herkesin gönlünde bir travma yaşatmıştır.

İşte bizler bu yakın tarihin tanıkları olarak,

Ne 1 mayıs işçi emekçi bayramını olması gerektiği gibi kutluyabiliyoruz ,

Ne de inançsal olarak baharın bolluğun bereketin timsali olan

6 mayıs Hıdır Ellez bayramını kutluya biliyoruz.

1 MAYIS DEYINCE


1977 de
İstanbul Taksimde bu haklı mücadelede hayatını kaybetmiş olan
37 canımız demokrasi şehitlerimiz aklımıza geliyor.

6 mayıs
Hıdır Ellez bayramı gelince de

Dar ağacında dahi Pir Sultanlar gibi boyun eğmeden

Ne Amerika ne Rusya yaşasın
Türk ve Kürt halklarının kardeşliği diyen

Deniz Gezmiş ,
Yusuf Aslan
Hüseyin İnan

Aklımıza geldiğinde hüzne boğuluyor kedere bürünüyoruz.

1972 de devrimci demokratların kıyımı ,

Bakın o günleri özümsemiş olan
Aşık Mahsuni Şerif in dediği gibi.

Nurhak dağı senin Yüce başında,
Ağustosta duman olur kar olur,
Meri keklik kayaların başında,
Öter dertli dertli intizar olur.

Hani benim ince boylu Sinanım,
Ahhh yüreğime ataş düştü yanarım,
Yiğit yiyen dağlar seni kınarım,
Bundan sonra dönmek bize ar olur.

Der MAHSUNİ fermanımız yazılır,
Mezarımız dağ başına kazılır,
Elbet düzen böyle gitmez düzelir,
Köklü yiğit kesildikçe var olur.

Aşk ile Mahsuni baba ruhun şad devrin daim olsun

Tamda biraz nefes almışken ortalık bir sağdan bir soldan derken memleket yine terörize edilerek,

Maraş olayları,
Malatya olayları
Sivas olayları
Çorum olayları genelde Alevi nüfusun yaşadığı yerler seçilerek soykırıma varabilecek toplu baskın ve katliamlar yapılarak

Bir askeri darbenin daha zemini hazırlanarak 12 Eylül 1980 askeri darbesi yapıldı.

Kerbeladan bu yana masum ve Mazlum halklar sürekli darbe ve yok sayılmaya tabii tutulduğuna ,

Gazi olayları,
Gezi hareketinin aynı şekilde çok masumane çıkışı dahi terörize edildi Ülkemizde.

12 Eylül 1980 darbesi ile daha da misliyle bütün aydın demokrat insanlar işkenceye tabii tutularak ,

Bugünkü siyasal İslam emelleri olan kadrolar iş başına geldi ne yazık ki,

Bunun çeşitli sebepleri var elbette.

Amerikan güdümlü Günümüzde ki iktidarın başta
Turgut Özal ve akabinde Ak partiyle siyasal İslam hükumeti Ülkemizin başına getirilmiştir.

Tarihin hiç bir döneminde görülmeyen insan hakları ihlalleri ile yönetilen son yirmi yılda iktidarı elinde tutan bu iktidar anlayışı,

Ülkeyi açık ceza evine çevirdi adeta.

Tek adamın iki dudağı arasından çıkan sözün kanun sayıldığı denge ve denetlemenin askıya alındığı bir iklimde,

Alışık olunan salt sol ve sosyalist bir söylem ile başarılı olamayız, her ne kadar haklı olsak da yetersiz oluruz .

Çağdaş Demokratların da katılımını sağlayacak herkesi kucaklayacak olan ortak bir dil ile kendi cephemizi genişletmek zorundayız.

Gelin hep birlikte
Geniş bir Demokrasi ittifakında birleşerek,

Ülke insanımızı bu despot ve tek adam sevdalılarının insafına terk etmeyelim.

Yaşasın
1 mayıs işçi emekçi bayramı

Bolluk bereket ve baharın gelişini sembolize eden
6 mayıs ta
Hıdır Ellez diğer adıyla Hıdır İlyas bayramını da kutlar

Ayrıca bu 1 mayıs şeker bayramının arefesine denk geldi

Herkese iyi bayramlar dileğiyle,

Yaşasın Hak hukuk adalet
Demokrasi ve insanlık.

Kahrolsun Haksızlık Hukuksuzluk

Bu duygularla herkese selam saygı ve muhabbetlerimle

İsmail Bakır İsveç
30 Nisan 2022.

Please follow and like us:
Pin Share

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın