AZİZ DOSTLARIMA VE YOL TALİBLERİNE

ARZUHALİMDİR.

Kendi Ana yurdunu terk etmek zorunda kalan,

Yaban ellerde ayrı ayrı Ülkelerde izole bir yaşamın sıkıntılarından dolayı

Birbirine sahiplenme duygusu dost cemiyetlerinin kesintiye uğraması,

Ne bulunduğumuz Ülkelere tam manasıyla adapte olabildik,

Nede Memlekette aşina olduğumuz kutlu muhabbetleri, yola yolca devam etmek yerine,

Yolu Yolda gördüklerimiz ile değiştirdik ne yazık ki.

Kendilerine ikbal ve muhatap bulmak adına
Yolumuzu ve Erkanımızı ters yüz etmeye nereden kimlerden almış olduğu yalan yanlış bilgilerle ,
Sözüm ona
Yazar bozarlar marifetiyle

Dezenformasyon yapıldığına üzülerek tanık oluyoruz.

Kendi ana vatanımızda yeterince insan hakları ve özgürlükler hayat bulmuş olsaydı

Belki de bu kadar ara yerde , arafta savrulan bir toplum haline gelmezdik.

Her ne kadar yasalarda
Laik sosyal hukuk devleti olduğumuz yazılı ise de,

Gerçek mana da inanç ve vicdan özgürlüğü hep tek taraflı uygulandı .

Halbuki on ikinci yüzyıldan beri
Orta Asya ve Ortadoğudan gelip ,

Mezopotamya ve Anadolu ya gelip hoşgörü ve eşitliğin timsali olan Horasan Erenleri Rönansasın Anadoluda ki Aydınlanmanın öncüleri olarak inanca ve yaşam tarzımıza büyük katkıları göz ardı edilerek görmezden gelinerek ,

Eski köye yeni icatlar türetilerek toplumumuza dayatılmaktadır.

Bu tür hakkaniyet ten yoksun olan deli saçmalıklarını da

Avrupa da Alevi toplumun başına bela olmuş kime hizmet ettikleri belli olmayan
Alevi kurum dernek federasyon konfederasyon marifetiyle toplumun güya temsiliyetini icra eder gibi görünerek ,

Diğer taraftan
Alisiz Alevilik ,
İlkesiz Alevilik,
Son düzlemde
Ülkesiz Alevilik gibi çok daha vahim bir yanlışın içine toplumu çekme çabaları karşısında,

Özünde insan sevgisi ve Yurtsever olanlar bu duruma sessiz kalmayacaktır.

Hatırlatmakta yarar var.

Evet Ülkemizde insan hakları sorunu var
İnanç ve vicdan özgürlüğü istenilen düzeyde hiç bir zaman olmadı.

Ama bunları bilmek Kendi doğrularımızdan,
Baba Dede yurdundan vaz geçmeyi gerektirmez

Hepimizin tarihi de orada
Aile büyüklerimizin mezarları Ülke topraklarında,

Allah gecinden versin
Hakka yürüdüğümüzde de Babamızın Anamızın yakınındaki topraklara defn edilmek istiyoruz.

Hal böyleyken

Hem Alisiz
Hem ilkesiz
Hemde Ülkesiz

Bir argümanı nasıl savuna biliriz.

O zaman özümüzle çelişmiş olmazmıyız,

Pir Sultanın dediği gibi

Bilmeyenler bilsin beni,
Ben Aliyim Ali benim,
Bilmeyene söylüyorum ,
Ben Ali yim Ali benim.

Hilmi Gedayi derki

Aynayı tutum özüme,
Ali göründü gözüme,
Nazar eyledim özüme,
Ali göründü gözüme.

Ali Candır Ali Canan,
Ali Dindir Ali iman,
Ali rahim Ali Rahman,
Ali göründü gözüme.

Hilmi Gedayi bir Kemter,
Görür gözüm gönlüm söyler,
Her nereye kılsam nazar,
Ali göründü gözüme.

Virani baba derki

Virani Alemde bire bağlıyız ,
Birdir ikrarımız Pire bağlıyız,
Elest u deminde Ali ye bağlıyız,
Bir Derya bulatmaz çayımız bizim.

Derviş Ali daha da öteye taşıyor

Hak Muhammed buyurdu ki yektir Ali bir dedi,
Hem evveldir Hem ahirdir her şeye kadir dedi,
Ali ye şirk koşanlar mutlaka kafir dedi,
Hem saki dir hem Baki dir nuru Rahmanım Ali,
Yetiş carımıza kurtar medet mürvet ya Ali diyorken.

Bütün aşık sadıklar yolumuzun önderi olan
Hz Ali yi bu methiyeler ile betimlerken,

Aklı evvel olan memnuniyetsiz radikaller dediğimiz geçmişte çeşitli fraksiyonlar içinde bulunarak oradan moda deyimle edinmiş oldukları alışkanlıklarını eksik yanlış söylemlerini ,

Gönül ehli yol ehli olan yol Eri insanlara dayatma hakkı yoktur.

İnanca siyaset gömleğini giydirmek yada tersini yapmak eşyanın tabiatına aykırı bir durumdur.

İnanç insanın özgürlük alanıdır.
Hiç kimsenin başkasının inancına müdahale etme hakkı yoktur.

İster inanır
İster inanmaz
Bu kişiye özel bir durumdur.
Buna saygı göstermek gerekiyor.

Peki inançlı olan insanlara
Hak Muhammed Ali ye inanan insanlara aynı şekilde saygı gösterilmesi gerekmezmi?

Yani kısacası
Ali yoksa Alevilik de yok demektir.
Bu böyle biline.

Üç semavi dinin de çıkış yeri
Mezopatamyadır
Peygamberler şehri sayılan Urfa yöresidir.

Daha anlaşılır olsun diye

Yahudilik
Hiristiyanlık
Müslümanlık

Musevilik
İsavilik
İslam Peygamberi olan
Hz Muhammed ile son bulan Nebilik (Nübüvvet) Peygamberlik makamı

Velayet Velilik makamı olarak
Hz Muhammedin kızı Fatimetül Zehra ve Aliyel Murteza nın ve devamı olan Ehlibeyt on iki imamlar ve onların temsil ettiği

Ocak geleneği ile

Dede talip muhabbetiyle kendi içinde oto kontrol sistemini oluşturarak
Toplumsal barışı sosyal adaleti sağlayan müşküllerini Cem ve Cemiyetlerde halkın huzurunda hal ederek
Müsayiplik kavli ile Hak Muhammed Ali yoluna ikrar verip özüyle sözüyle bütünlük içine girip Yola talip olmak için, Pirin darında halkın didarında, Hakkın huzurunda El ele El Hakka diyerek boyun vermek
Rahi Hakikata,
Tariki müstakim dediğimiz doğru yola girmenin adıdır
Alevilik.

Davut Sulari nin dediği gibi

Bu yola talip ol bağlandın ise,
Peyik sofulara beyan eylesin,
Hakikat aşkıyla dağlandın ise,
Git kendi Pirine derman eylesin.

Mesayibini bul da durasın dara,
Dört başın mamur et olma mudara,
Müminler fakirdir değil fukara,
O Hakkın Ceminde cevlan eylesin.

Kemerbest bağlamış başında tacı,
Kulağında küpe Güruhu Naci,
Gönül bir Kabe dir yapta ol Hacı
Davut Sulari de nişan eylesin.

Kerbeladan bu yana konar göçer olan Alevi toplumunu temsil eden çeşitli yorumlar vardır.

Kerbeladan Horasana oradan da Mezopotamya Anadolu ve Rum eline dağılırken,

İnanç ritüellerini yaşam felsefesini geleneğini de beraber Bulundukları ortama taşıdılar

Zamanla birbirine benzeşen zaman zaman ayrışan durumlar da meydana gelmiştir.

Alevilik
Bektaşilik
Ahilik
Vefailik
Karmatilik
Kalenderilik
Nusayrilik
Bedevilik
Fatimilik
İsmaililik
Ali illahilik
Caferilik
Babailik
Celalilik
Çepnilik
Tahtacılık
Yörükler
Avşarlar
Abdallar

Bu kitlesel var oluşlar ın tamamı
Alevi İslam anlayışının bir tezahürü olarak karşımıza çıkmaktadır.

Büyük bir Coğrafya ya dağılan çeşitli aidetleri ve etnik farklılıklarına bakılmaksızın

HAK MUHAMMED
ALİ

Söylemini asla terk etmediler
Kendi inandıkları inancında şüphe taşıyan bir durum içine girmediler.

Ülkemizde ki yönetim erki Tarihler boyu tek din ,tek dil , tek tip insan ve kendisi gibi düşünmeyenleri ayrımcılığa tabi tuttuğu için,

Demokrasi ve insan hakları kamil manada vücut bulmadı maalesef.

Halbuki farklılıklarını zenginlik olarak gören toplumlar çağdaş olurken,

Ülkemiz bu yanlışta halen ısrarcı oluyor.

Günümüz Dünyasında böyle ilkel bir anlayışa yer yoktur artık .

Saltanatı ve hilafeti ortadan kaldıran,

Padişahlığa son vererek
Cumhuriyeti kuran Ülkenin ortak iradesi,

Zamanla kuruluş felsefesinden saparak Ülkenin temel taşları olan farklı etnik kökeni olan halk kesimleri ayrımcılığa, zulme ve göçe zorlandı.

Tehçir , Dersim Maraş , Malatya,
Çorum , Sivas Madımak, Gazi, Gezi, Ankara gar katliamı saymakla bitiremediğimiz kan gözyaşının doruğa çıktığı kötü yaşanmışlıklardır

Her şeye rağmen
Bu kötü gidişatı durdurmak yine Hepimizin elinde.

Madem bir arada yaşamak istiyoruz ,

Ülkenin her tarafına Demokrasi ve insan haklarının eşit bir şekilde Diline, dinine , aidetine bakılmaksızın hayat bulmasını istiyor isek,

Geniş bir Demokrasi ittifakı oluşturarak güç birliği yaparak Ülke ve Ülke insanı olarak Kürdü ile, Türkü ile ,Alevisi ile Sunnisi ile inanan inanmayan ile, Hepimiz yarınlarımızı hep birlikte inşa edebiliriz diye düşünüyorum.

Ha kutuplarda bir eskimo genci,
Ha Afrika’da garip bir zenci,
Farketmez ne dili ne dini ne rengi,
Madem ki insandır saygımız vardır.

Her tür olumsuzluğa rağmen sevgi ve saygıyı temel düstur alarak empati duygularımızı ortaklaştırarak

Hünkar Haci Bektaşların,
Mevlanaların
Şeyh Bedrettinlerin
Baba ishakların
Baba ilyasların
Pir Sultanların
Fakiri Teyraların
Ahmedi Xanilerin
Memo Zinlerin
Yaşar Kemallerin
Nazım Hikmetlerin
Ruhi Su ların

Mahir Çayanların
Sinan Cemgillerin
Cihan Alptekinlerin
Deniz Gezmişlerin
Yusuf Aslanların
Hüseyin İnanların
Kaypakkaya ların
Yılmaz Güneylerin
Ahmed Kayaların
Tarık Akanların

Ve daha daha nice Eşitlik ve özgürlük mücadelesi veren bu mücadeleyi gözünü kırpmadan canlarını bedel olarak ödeyen bu öncü insanların özlediği gibi tarih karşısında Ülkemizi hep birlikte amasız, fakatsız , kan ve gözyaşının son bulduğu büyük ölçekli bir Demokrasi zaferi ile taçlandırmak için herkesin sorumluluk alması zorunlu hale gelmiştir .

Sevgili Neşet Ertaşın dediği gibi.

Nerde ne arıyon divane gönül,
Dinle bir kendini anlamak için,
Sen bir ruhsun kalbin ruhuna bağlı,
İrade elinde yönlemek için.

Tanıya bildinmi sendeki seni ,
Bütün vücudunu o nazik teni,
Allah şahit etmiş ruha bedeni,
Kimseyi kimseden sormamak için.

Sana akıl fikir bir mantık vermiş,
Seni gözün ile Dünyayı görmüş,
Allah sevenlerin gönlüne girmiş,
Kulundan uzakta durmamak için.

Sevip sevilmesi gayet tatlıdır,
GARİBİM Sevgiler farklı farklıdır,
O Hak ruhumuzla irtibatlıdır,
Sır etmiş kendini görmemek için.

Bu duygularla hepinize selam saygı ve muhabbetlerimle

İsmail Bakır İsveç
18 haziran 2022.

Please follow and like us:
Pin Share

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın