MUHTARLIK SEÇİMLERİ ÜZERİNE VE TARİHSEL ANALİZ

Türkiye’de, özellikle köylerde muhtarlık seçimleri çok heyecanlı, çekişmeli ve hatta çatışmalı ve kanlı geçmiştir. Hatırladığımız kadarıyla en şiddet ve kanlı geçen muhtarlık seçimleri 2009 yılında olmuştu. Birçok köyde muhtar adayları ya da onları destekleyenler arasında çıkan olaylar sonucu çok kişi yaralandı veya hayatını kaybetti. Muhtarlık seçimlerin çekişmeli ve çatışmalı geçmesi sonucu yıllarca süren küslükler ve hala bitmeyen kan davaları devam ediyor.

Neden muhtar olmak istendiği hep merak edilir. Muhtar olmak için neden bu kadar çekişme, kavga ve işin içine şiddet giriyor ve birçok kişi de ya yaralanıyor ya da hayatını kaybediyor? Ya sonra, ikiye bölünen köyler, parçalanan sülaleler ve aileler!

Hadi eskiden köylere ait meralar vardı ve muhtar o meraları kiraya vererek gelir sağlıyordu. Yani köyün kendine ait bir bütçesi vardı. Artık eskisi gibi yazın otlak alanları kiralayan sürü sahipleri yok ve zaten kadastro yapıldıktan sonra da yaylalar ve meralar köy muhtarlarının yetkisinden alındı ve her yer hazine malı oldu.Şehir çevrelerindeki köylerin eskiden beri zaten öyle kiraya verecek meralar yoktu.

Elbette muhtarın görev ve sorumlulukları çoktur. Yönetim sisteminin çekirdeğini oluşturan muhtarlar devlet ile vatandaş arasında köprü konumundadırlar. Çünkü halka en yakın makam olarak sürekli devlet kurumları ile irtibat halinde olur ki köyün eksikliklerini gidersin. Köylünün de ilk ulaşmaya çalıştığı yönetim makamıdır.

PEKİ NEDEN MUHTAR OLUNMAK İSTENİYOR?

Araştırma kitabını yazarken Türkiye’de en az 500 ve Suriye’de de yaklaşık 10 köy dolaştık. Bu sorumun cevabını 2008 yılında yaşadığımız bir anekdot ile sizlere açıklamak istiyoruz;

Elbistan’a bağlı bir köyün kenarında geçen anayolda giderken Ali Karagöz, “bu köyün muhtarını görmek istiyorum, ama duyduğuma göre muhtar ameliyat olmuş ve yerine de 1. Aza bakıyormuş. Muhtarlık yapan azanın kim olduğunu bilmiyorum” dedi. Karşıdan bir adam bize doğru geliyordu. Ali Karagöz “işte muhtar geliyor” dedi. “Nereden anladın” dedim. “Yürüyüşünde belli oluyor. Muhtarlar belindeki tabanca ile havalı yürürler” dedi. Gerçekten de yanında durduğumuzda Ali Karagöz “muhtar ben seni arıyordum”.

Elbette iş yapan, çalışkan, cefakâr ve çile çekmiş muhtarların emeklerine saygı duymak gerekir, ama galiba işin en iyi tarafı da bu olmalı. Yoksa verilen aylık ve emeklilik gerçekten de bu kadar cefaya değer mi diye düşünüyoruz.

TARİHSEL ANALİZ VE CEFAKAR MUHTARLARIMIZ HAKKINDA

Tavkirar tarihini yazanlar olarak şimdi size kısa bir tarihsel analiz ile cefakâr muhtarlarımızı hatırlatalım ve biraz da geçmiş muhtarlarımızdan bazılarını analım.

Türkiye’deki muhtarlar için en kötü dönem 1980 yılında yapılan Askeri Darbe dönemidir. Özellikle Kürt ve Alevi köylerde muhtarlık yapanlar çok ezildiler, nice insanlık dışı işkencelere maruz kaldılar. Bu yüzden o zamanki muhtarlarımızı anmak gerekir.

Tapkırankale muhtarı Hüseyin Çiçek (namı diğer Topo Hüseyin), Tapkıran muhtarı Hüseyin Bakır ve Minehüyük muhtarı Mehmet Kınık’dı.. Bu muhtarlarımız aldıkları işkence darbeleri ile hayatları boyunca bedenlerinde izler taşıdılar. Bu işkenceler sonucu Mehmet Kınık hayatını erken kaybetti. Topo Hüseyin vefat ettiği güne kadar o işkenceleri ne unuttu ne de izleri kayboldu. Cunta dönemin muhtarlarından Hüseyin Bakır yaşıyor. Sağlıklı ve uzun ömür dileriz.

Araştırma kitabımızda bu iki muhtarımız ile yaptığımız röportajlar yer almaktadır. Tarihimizi öğrenmek ve o dönem muhtarlık yapmanın zorluğunu anlamanız için mutlaka okumanızı tavsiye ederiz.

Kitapta Minehüyük Köy’ün kuruluş tarihini de uzun uzun yazdık. Minehüyük Köy’ün ilk muhtarı İbrahim Yüksel ile de röportaj yaptık. İbrahim Yüksel ile Derviş Tapkıranlı arasında çok çekişmeli geçen ilk muhtarlık seçimin nasıl yapıldığını, seçim gecesi neler yaşandığını ve diğer detayları kitapta yaşmışız. Minehüyüklülerin okumasını öneririz.

1970 yılında yapılan ilk muhtarlık seçiminde yaşanan çekişme ve rekabet, son yıllarda Türkiye’nin birçok köyünde gördüğümüzden hiç farkı yoktur. Çekişmenin ve rekabetin yanı sıra, hatta olaylar ve kavga o zamanlar da varmış, şimdi de var.

Bu vesile ile, köylerimizde bugüne kadar muhtarlık etmiş bütün muhtarlarımıza hepiniz adına (Tapkırankale, Tapkıran ve Minehüyük) verdikleri emeklerden dolayı teşekkür ederiz. Vefat edenlere rahmet diler, devri daim olsun. Işıklar içinde uyusunlar. Yaşayanlara da sağlık ve uzun ömür dileriz.

DEMOKRATİK BİR SEÇİM OLSUN

Son söz olarak, yine muhtarlık seçimleri yapılacaktır. Kavga etmeden, köylerimizi ikiye bölmeden, özellikle muhtar adaylarının hiçbir kalbin kırılmasına, çatışma, kavga ve Allah korusun şiddete fırsat vermemelerini rica ederiz. Seçim öncesi de seçim sonrası da el ele, kol kola, demokratik bir şekilde ve etik kuralları çerçevesinde yarışsınlar. Seçimden sonra kaybeden kazananı tebrik edip başarılar dilesin. Köylerimiz de ikiye ayrılmasın. Çünkü seçilecek muhtar. Bütün köyün muhtarı olacak ve öyle de davranmalıdır. Yani, seçilen muhtar seçimlerden sonra herkesin muhtarı olabiliyorsan demokrat ve gerçek bir muhtardır.

Kalın Sağlıcakla

Huseyin Mirza Karagöz Ali Karagöz

Please follow and like us:
Pin Share