AÇLIK

Açlık genel anlamda vücudun gereksinim duyduğu besini almaması durumunda ortaya çıkan bir şeyler yeme isteği, nicelik ya da kalori açısından besin eksikliği, vücudun gereksinim duyduğu karbonhidratları, proteinleri, yağları, suyu, mineralleri, tuzları ve vitaminleri alması durumu anlamına gelir. Tuza gereksinimi olan tuza, suya gereksinimi olan suya, proteine gereksinimi olan proteine, yağa gereksinimi olan yağa açtır.

Sevgiye gereksinimi olan sevgiye, saygıya gereksinimi olan saygıya, vicdan yoksunu olan, hak hukuk tanımayan, duygudaşlık yapamayan insanlığa açtır. Özgürlüğe gereksinimi olan özgürlüğe açtır. Şu herkes tarafından kabul gören bir gerçektir ki en büyük ve dayanılmaz açlık özgürlüğe olan açlıktır.

Açlık korkunç bir şeydir. Açlığı çekenler bunu iyi bilirler. Açlığı çekmeyenler ve bilmeyenler onun ne kadar korkunç olduğunu bilemezler. Açlık konusunda onlara anlatılanlar şaka gibi gelir, ne yazık ki acı bir gerçektir. Aç kalan hayvanların yavrularını yediği bilinir. Aç kalan insanların da hayvanlaşıp hayvan gibi davrandıkları bir gerçektir.

İnsanlar aç kalınca ülkelerini, doğup büyüdükleri topraklarını, anasını, babasını, eşini. Çocuğunu, kısaca sevdiklerini terk ederek daha güzel yaşayabileceği ülkelere göç ederler, hatta oraya varabilmek için denizde boğularak ölmeyi göz alırlar. Suriyeli, Afganistanlı, Iraklı göçmenlerin denizde boğuldukları insanlığı sarsan bir gerçek olarak hep hatırlanacaktır. Kıyıya ölüsü vuran Alan bebeği unutanların yüreği kuruyacaktır.

Karnı aç olanlar elbette ki yardıma muhtaçtırlar. Kalbi aç olanlar, vicdanı aç olanlar, gönül gözü kör olanlar acınacak durumdadırlar. Onlar aslında hastadırlar ve tedavi edilmeleri gerekir.

Açlık Victor Hugo’nun dediği gibi “Öğle alçak bir kapıdır ki, geçilmesi zorunlu oldu mu insan artık ne kadar büyükse o kadar çok eğilir.”

En iyi açlık, ilme, çağdaşlığa olan açlıktır. Bu tip açlık insanın kendisini aşarak gelişmesini ve çağdaşlaşmasını sağlar. Yarattığı eserlerle insanlığa hizmet eder, yaptığı buluşlarla insanlığa hizmet eder ve insanların daha iyi yaşamasını sağlar. En kötü açlık, paraya, servete olan açlıktır. Bu açlık içinde olanlar kendi maddi çıkarları uğruna insanlara akıl almaz zararlar verirler. İnsanları birbirine kırdırırlar, emekçilerin alın terine saldırırlar. İnsanları sefalete sürüklemekten zevk alırlar. Silahlarını satabilmek için savaşlar çıkartıp dünya üzerinde zulüm estirirler, mazlum halklara ölüm fermanı kestirirler.

Not: Türk-İş’in Nisan 2020 raporuna göre Türkiye’de 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 2374 Türk lirası, yoksulluk sınırı 7732 Türk lirasıdır.

İsmail Cömertoğlu 20 Temmuz 2020

Please follow and like us:
Pin Share

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın