v1.0 Sudoku | Siteler | TavDer | KOMYEF | Redaksiyon | İletişim
 
Forum'da Gelismeler
Kültür & Sanat
Mesaj:5
Son mesaj: 2013-01-03 01:17
Eğitim & Okul
Mesaj:4
Son mesaj: 2012-08-13 00:30
Haber & Politika
Mesaj:1
Son mesaj: 2012-08-07 23:38
Başka
Mesaj:2
Son mesaj: 2012-07-24 05:45
Kültür & Sanat
Mesaj:7
Son mesaj: 2012-01-05 10:22
 
Son Gelişmeler
Yeni resim albümleri
Özben & Cihatın Düğünü(özel)
 2009-12-08
 36 resim
Özben & Cihatın Kına Gecesi(özel)
 2009-12-08
 16 resim
Tuncay och Camillas Bröllop(özel)
 2009-07-11
 211 resim
Kücük Newal Marangozun Cenaze Töreni(özel)
 2009-04-22
 54 resim
Sultan Karagözun Cenaze Töreni(özel)
 2009-04-08
 27 resim
Son aktif üye
M.Sahindal (İsveç)
2013-06-23 00:16
tavkirar (İsveç)
2013-06-21 13:59
İ.ŞAHİNDAL (Türkiye)
2013-06-15 23:54
kiuruvesi (Finlandiya)
2013-06-13 10:33
kan_ve_gül (Türkiye)
2013-06-12 20:29
Yeni üye
mevsimyesim (İsveç)
somscot (Hollanda)
nmcelwinerhett (Kanada)
rnklerrobi (Belçika)
areplicajerseys (Başka)
Yeni şiirler
  GİDELİM DOSTLAR AYRILIK VAKTI
  SU VE BEN
  NEWROZ ATEŞİ
  SEN YOKSAN
  ANNE
Forum
 
BU BİR ÇAĞRI YAZISIDIR
Sevgili arkadaşlar merhaba, Bu yazımı biraz gecikmeli olarak yazıyorum. Oysa, büyük bir samimiyetle söyleyim ki, ertelemecilikten nefret ederim. Ancak her çiçek vakti geldiğinde açarmış derler. Herneyse... Konumuza geçelim. en büyük çalkantılar bizim coğrafyamızda yaşanmaktadır. Bu durum bizleri doğrudan ilgilendirmektedir. Elbette ki yöre halkları için onlar adına bu gidişata midahil olacak ve olan politik güçler mevcuttur. Bütün bunlardan bağımsız olarak, yöremiz insanını somut baz alarak, birtakım aydınlanma çalışmaları yapmayı içeren bir öneride bulunmak istiyorum. Yöremiz insanı derken, genelde Elbistan, özelde Nurhak-Dağı eteklerindeki köyleri kastediyorum. Bu yörelerden çıkmış olan aydın, yazar ve sanatçıların tarihte olduğu gibi, halkımıza ön-ışık olmalarını öneriyorum.
Konuyu Baslatan: tavkirar
Yayin: 2012-07-10 09:51

Mesajlar: 2
tavkirar
2012-07-10 09:52
Sevgili arkadaşlar merhaba, Bu yazımı biraz gecikmeli olarak yazıyorum. Oysa, büyük bir samimiyetle söyleyim ki, ertelemecilikten nefret ederim. Ancak her çiçek vakti geldiğinde açarmış derler. Herneyse... Konumuza geçelim. en büyük çalkantılar bizim coğrafyamızda yaşanmaktadır. Bu durum bizleri doğrudan ilgilendirmektedir. Elbette ki yöre halkları için onlar adına bu gidişata midahil olacak ve olan politik güçler mevcuttur. Bütün bunlardan bağımsız olarak, yöremiz insanını somut baz alarak, birtakım aydınlanma çalışmaları yapmayı içeren bir öneride bulunmak istiyorum. Yöremiz insanı derken, genelde Elbistan, özelde Nurhak-Dağı eteklerindeki köyleri kastediyorum. Bu yörelerden çıkmış olan aydın, yazar ve sanatçıların tarihte olduğu gibi, halkımıza ön-ışık olmalarını öneriyorum.


Sevgili arkadaşlar, bildiğiniz üzere genelde dünya, özelde Orta-Doğu cayır cayır kaynamaktadır. "Arap Baharı" adı altında Tunus, Mısır, Libya, Yemen, Suriye ve benzeri ülkelerde dışa vuran ve kimi ülkelerde henüz gizli deniz fırtınalarını andıran, dipten dibe bir hortum, bir tsunami örneği gelişmekte olan depremleri ve tesirlerini önümüzdeki kısa bir zaman diliminde hep beraber yaşayarak göreceğiz. Kitleler kederli, kitleler huzursuz, kitleler tedirgin ve konrtrolsüz bir panik yaşamaktadırlar...

Yarınlarından habersiz bu insan kütleleri hepten umutlarını yitirmiş; adeta sihirli bir değnek mucizesini bekler vaziyette, çıkış yolu aramaktadırlar. Amaç: Bu bahar?ı yaz?la taçlandırmaktır. Peki durup dururken, kaderlerine boyun eğmiş olan bu ülkelerin halklarına ne oldu da yüzyıllık esaretlerine, üzerlerine çöreklenmiş olan kış?a bu denli isyan ederek; bahar?a heveslendiler?
WİKİLİKS!

Herşey bu kelimeciğin altında saklı olmasın? Yok yok hayır. Assange denen adam ipsiz, sapsız bir herif. Üstelik de, dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri olan İsveç mahkemeleri tarafından tecavüzden yargılanan basit bir insan. Olaya böyle bakarsak resimi doğru okumuş olabilir miyiz? Hayır! WİKİLİKS deyip geçmeyelim. Dünyanın diplomatik faaliyetlerini, gizli görüşme ve kriptolarını ele geçirmek ve çarşaf çarşaf yayınlayabilmek; bir devlet başkanının kendi halkından çalıp çırptığı altını, doları, mücevheri tamı tamına rakamlarıyla ve hangi yerlerde, hangi bankalarda güvence altına alındığını deşifre etmek, tek başına bir internet gazetecisinin marifeti olabilir mi? Elbette ki hayır. Öyle ise, yirminci yüzyılın başlarında ulusalcılığın dorukta olduğu dönemlerde, o döneme uygun olan dünya düzeninin eskidiği ve bunun yerine yenisinin konması gerektiği gerçekliğinden hareketle, birileri arı kovanına çomak sokmuştur. Sözümona "halklar" adına, "özgürlükler" adına insanlar ölüm pahasına da olsa sokaklara kışkırtılmıştır. Bakalım, "Arap Baharı"nın ağaçları nasıl çiçekler verecektir? Gelecek yaz?ın meyveleri neler olacaktır? Hep beraber göreceğiz...

Sevgili okuyucular, burada yanlış anlaşılmamak için, önemli bir noktanın altını çizmek istiyorum: Orta-Doğu?daki tek kişilik totaliter rejimlerin, askeri ve silahlı despotların, babadan oğula geçen göstermelik seçimli hilebaz yönetimlerin alayının, tarihin çöp sepetine atılması gerektiğini en çok savunanlardan biriyim. Ancak bu, "yeni"den kasıt nedir? "Yeni" adı altında halklara sunulmak istenen reçete önemlidir. Benim üzerinde durmak istediğim tema budur! Bir şeye daha dikkatinizi çekmek istiyorum: Ekonomik kriz. Yeryüzünün zengin, ya da fakir ülkelerinde yaşayan ?sürünen- demek daha doğru olur, milyarlarca yoksul insanın bu krizdeki payı nedir? Ya da dünyanın ekonomik gidişatını belirleyen güçler kimlerdir? Hiç sorduk mu kendimize, bir gecede milyarlarca dolar nasıl oldu da tuzla-buz oldu, eridi bitti? Kim bitirdi? Bu yoksul kitleler mi? Burada tesadüf gibi görünen, ama hiç de tesadüf olmayan bir olgu var; ona dikkatleri çekmek istiyorum: Biliyorsunuz ki geçtiğimiz yüzyıl, tamamıyla bir "göçler" yüzyılı oldu. Hem de büyük oranda kitlesel göçlerin yaşandığı bir yüzyıl. İşte tam da "Wikiliks" olaylarıyla arı kovanı kışkırtılmadan hemen önce, başta Amerika bankaları olmak üzere, Avrupa?da ard arda birer piramit misali çöken ?çökmüş gibi gösterilen- buharlanan sermayenin ardından, sıkı bir ekonomik perhize başlayan oyuncuların skeçlerine inanmamız mı gerekiyor? Yine hayır! Orta-Doğu?da, Kuzey Afrika?da bu denli kitlesel patlamaların yaşandığı bir ortamda, milyonlarca insanın Avrupa iştahını kırmak ve büyük kütlesel göçlerin önüne set çekmek amacıyla kılı kırk yararcasına hesaplanmış bir oyun olarak görmekteyim bu oyunu. Bu tez?imde yanılıyorsam, birileri beni düzeltebilir. Bildiğiniz, ama hatırlatmak istediğim bir başka gerçeklik ise, bütün bu müdahalelerin halkları özgürlüğe kavuşturma atağı değil; petrol, enerji ve stratejik alan bölüşümlerini yeniden ele alma, bölgeye yeni bir jeo-politik çehre verme girişimlerinden ibarettir. Orta-Doğu?da haritalar bile değişecektir... Buna hazırlıklı olmak gerekiyor. Bu politikacıların işidir, bunu onlara bırakalım.

Sonuç olarak, şunu vurgulamak istiyorum: Yazımın başında da vurguladığım gibi; en büyük çalkantılar bizim coğrafyamızda yaşanmaktadır. Bu durum bizleri doğrudan ilgilendirmektedir. Elbette ki yöre halkları için onlar adına bu gidişata midahil olacak ve olan politik güçler mevcuttur. Bütün bunlardan bağımsız olarak, yöremiz insanını somut baz alarak, birtakım aydınlanma çalışmaları yapmayı içeren bir öneride bulunmak istiyorum. Yöremiz insanı derken, genelde Elbistan, özelde Nurhak-Dağı eteklerindeki köyleri kastediyorum. Bu yörelerden çıkmış olan aydın, yazar ve sanatçıların tarihte olduğu gibi, halkımıza ön-ışık olmalarını öneriyorum. Biliyorsunuz ki toplumları sıradan insanlar ileriye taşıyamazlar! Bu konuda kendileri ile telefon üzeri de olsa istişare ettiğim, araştırmacı yazar sevgili Hüseyin Mirza Karagöz(Tapkıran-Tavkırar), gazeteci yazar sevgili İsmail Güner (Günaltı- Kıstıkan) ve yine sanatçı Ahmet Şahin, sanatçı Oktay Doğan (Kıstıkan) ve daha kendileri ile bu konuda istişare etme fırsatını bulamadığım ama, aramızda görmek istediğim daha nice arkadaşlar, dostlar bu platformda yer alabilirler. Böylesi bir platform?u herhangi bir net sayfasıyla başlatabiliriz ve giderekte geliştirebiliriz.

Açıklayıcı not: Bu platform, hiç bir politik parti, kurum ve kuruluşun yanında, paralelinde yürümeyecek, yer almayacaktır. Elbette ki halkımızın toplumsal sorununa yabancı kalmayacağız. Ancak her birey, kendi ideolojik yapısını kendisine saklayacak tarzda, toplumsal bazda elinde ne geliyorsa, yazı ve sanatsal aktivitelerle sunabilecektir. Tek amaç: yöre insanının aydınlanması, okuma alışkanlığı kazanması, sinema, tiyatro, müzik, folklorik aktivitelerin tesiriyle kendi kültürüne sahip çıkması, sadece bulunduğu yöre ile sınırlı kalmayıp, dünyanın değişik coğrafyalarında gelişen durumlarla alakadar olması, dünya insanlığının bir adım daha ileri gitmesi için bir damla su kadar da olsa katkı sunmasını arzulamaktayız... Bazan bir şiir, bazan bir makale, bir stran, bir klam, anı-hatıra, bazan bir skeç, bir film, bir senaryo bölüşümü ile, halkımızı bilgilendirelim, yozlaşma ile yüz yüze olan gençliğimize sahip çıkarak, en azında ata-dedelerimizden bize miras kalmış olan saygı-sevgi ve gönüldaşlık bağını güçlendirelim diyorum. Yüreklerimizin ateşi soğumadan küllerini üfleyelim, küllerin altında sönmekte olan közleri alevlendirelim. Karanlıklara düşman, aydınlıklara dost, Nurhak Dağı?nın doruklarında birer meşale, birer yol gösterici ışık olalım istiyorum. Işığınızın yöreselden doğup, Anadolu?nun en ücra köşesine ulaşması ümidiyle...

Saygı ve sevgilerimi sunuyorum,

M. Zewal Doğan

www.nurhakdagi.net

tavkirar
2012-07-24 05:45
NURHAK IŞIK PLATFORMU: EDİTORYAL
Nurhak Dağı eteklerinin bütün köylerine, mezralarına; buralardan dünyanın her yanına savrulmuş olan bütün insanlarına merhaba! Ve de aynı zamanda penceremize bakan, sayfamızla ilgilenen bütün dostlara, kim olursa olsun, nereden olursa olsun, iyiye güzele, doğru yola-düzgün yola yolcu olan herkese merhaba!

Sevgili dostlar, bildiğiniz üzere yaklaşık iki hafta önce "Bu bir çağrı yazısıdır" başlığı altında bir yazı yazmış ve yöremiz insanlarına seslenmiştim.

Onları kısaca Dünya ve Orta-Doğudaki gelişmeler hakkında haberdar ettikten sonra dikkatleri esas ilgi alanımız olan yöremize çekmek istemiştim.
Sevgili dostlar lütfen yanlış anlaşılmasın ama, kendisine, yöresine faydası olmayanın, başkasına; başka yerlere faydası olmayacağını düşünerek, sahayı şimdilik dar tutmaktayız. Yöremizin yazar-çizer insanını, sazlı-sözlü sanatçısını... sinema,tiyatro vb. alanlarda faaliyet yürüten, gazetecilik yapan, araştırma inceleme yapan mevcut bireylerinden hareketle coğrafyamız insanına yol göstericilik yapabilecek olan bir "ışık kütlesine" ulaşmak istiyoruz. Bu yüzdendir ki, uzun bir zamandır bazı arkadaşlarla fikir alışvrişinde bulunuyoruz. Ve netice olarak arkadaşların ortak münakaşaları sonucu hepimizin ortak paydası olan "Nurhak" terimi üzerinde buluşuyoruz.
Bu nedenden ötürü, çalışmalarımızın lokomotif gücü olarak başat adımızı "Nurhak Işık Platformu" olarak duyuruyoruz. Hepimizin geçmişinde rençberlik vardır. Bizler yapmamışsak bile babalarımız ve de onların bir öncesi olan dedelerimiz rençberdiler. Toprakla suyla meşkuldular. Taneyi toprağa bırakırlardı, su yağardı, yağdırırlardı üstüne. Tane filizlenir, bitki boy atar, başağa durur ağırlaşırdı zamanla. Ağırlaşan başlar, başatlar eğilirdi. Bu bitkiden verdiğimiz örnek misali, ağır olan başlar eğilir işte...
Bizler de halkımızın, insanımızın huzurlarında birer buğday başatı gibi eğileceğiz. Onların sesleri, onların nefesleri, onların kâğıtları, kalemleri olacağız. Onların dilekçeleri, mektupları, pusulaları olacağız. Elimizden geldikçe onlara layık olacağız. Merd?in, cömerd?in yiğid?in yanında; namerd?in, nankörün, münkürün karşısında olacağız...
Kısacası, hiçbir şekilde kimselere geçinme, sıçrama art-niyetiyle yaklaşmayacağız. Kimselere yaranmacılık yapmayacağız. Kendini bilene karşı sonsuz derecede mütevazi, kendini bilmeze karşı kaya gibi sert olacağız...

Sevgili dostlar, bu bir çalışma deklarasyonudur. Tamamıyla gönüldaşlık anlayışına dayanan, tek amacı gelecek jenerasyonu doğru yola kanalize etmektir. Gelecek kuşaklar bizim için önemlidir. Lakin onlar geleceğimizdir. Onlar yarınlarımızın ışıklarıdırlar, toplumumuzun umutlarıdırlar. İşte bu yüzdendir ki, onların dağınık gidişatına müdahil olmak istiyoruz. Onlar ki, her biri birer mücevherdirler. Onlarca gizli kabiliyete sahiptirler. Yeter ki işletelim ve açığa çıkaralım..
Sevgili dostlar, İngiltere?den İskandinav ülkelerine kadar tek tek ülkelerde yaşanan yozlaşmalar ve ardından gelen acı haberlere ?inthar hadiselerine- girmeyeceğim. Fakat bütün bu gidişatın kaç ailemizi paramparça ettiğini gözardı edebilir miyiz? Elbette ki, birilerinin bu gidişata dur demesi gerekmektedir. Bizler, NURHAK IŞIK PLATFORMU olarak bu kardeşlerimizin yanında, yakınında olacağız, onların yeteneklerinin açığa çıkarılmasında yardımcı olacak, sanata, bilime, spora vb. alanlara kanalize edeceğiz. Fakat aklı başında her insan bilir ki, kötülüklerin düşmanı ilimdir, irfandır. Karanlıkların düşmanı, aydınlıktır. Her neyse, uzatmayacağım...

Sonuç olarak, şunu söylemek istiyorum: Bu kısa yazımı, sadece çalışmalarımızın gidişatına ilişkin bir aydınlanma, bilgilenme yazısı olarak algılayınız. Biz ne bir örgüt, ne de bir dernek çalışması yürüteceğiz. Bu yönlü, bir önceki yazımda az da olsa bahsetmiştim. Tamamen siyasete uzak da durmayacağız elbette. Hayatın kendisi siyasettir. Açık söylüyoruz; her birey eşit ve özgür koşullarda yanımızda yer almaktadır. Kendisinin siyasi değerlendirmeleri tamamıyla kendisini bağlar. Yer yer Platform adına ortak deklarasyonlarımız olmayacak mıdır? Elbette ki olacaktır. Bizimle beraber yola çıkan her birey, gelirken özgür olduğu kadar, giderken de o derece özgürdür. Çünkü bu gönüllü bir çalışmadır. Kim ne kadar sunabilirse...
Altını çizerek söylüyoruz: Bu bileşim, yöremizin az çok yetişmiş olan bireylerinden toplumumuzu yararlandırmaktır.
Nasıl mı?
Bizi taakibedin, göreceksiniz...
Biliyor musunuz? Günümüzde çok şey söylemek, ya da çok şey bilmek, hiçbir şey ifade etmez! Bir adımın kıymet-i harbiyesini arıyorsak. Ne söylediğimiz değil, ne yaptığımız, neler yapacağımız önemlidir. Bu vesile ile NURHAK IŞIK PLATFORMU oluşumunu duyuruyoruz! Başta çalışma arkadaşlarım olmak üzere, hepinizi en sıcak duygularımla selamlıyor, yöre halkımıza sahiden umut ışığı olmasını temenni ediyorum...

Saygı ve selamlarımla,

M. Zewal DOĞAN

Hizli Mesaj

Üye Girişi
Kullanıcı Adı
Şifre
» Üye Ol
» Bilgilerimi Unuttum?
 
Sudoku
 
Sudoku
 
Takvim
   
Pts Sal Çar Per Cum Cts Paz
             
             
             
             
             
             
Olay |  
 
 
Tawkirarın Sorusu
TAPKIRANLILARIN İSVEÇ'E GÖÇ DOSYASI'NI TAKIP EDIYOR MUSUNUZ?
Evet Hayır Bilmem
 
» Sonuç
 
Kullanıcı İstatistik
Toplam üyeler 2368
Aktif üyeler 0
Aktif ziyaretçi 11
Toplam ziyaretçi 2621602
 
Copyrights © TAWKIRAR.COM 2006
İlanlar: